Özgüven Eksikliği ve Özsaygı Sorunları
Bireysel Danışmanlık

Ankara’da Özgüven ve Özsaygı Danışmanlığı

Özgüven Eksikliği ve Özsaygı Sorunları

Merhaba, ben Canan Sinanoğlu. Ankara’da aile danışmanı ve psikoterapist olarak bireysel danışmanlık alanında çalışıyorum. Bugün sizlerle oldukça sık karşılaştığım bir konudan, özgüven eksikliği ve özsaygı sorunlarından bahsetmek istiyorum. Çünkü bu sorunlar sessizce iç dünyamızda büyüyerek bizi hem ilişkilerde hem de hayatta köşeye sıkıştırabiliyor.

Bir gün seansa gelen X Kişi, “Kendimi sürekli yetersiz hissediyorum,” diyerek başladı söze. Oldukça başarılı bir kariyere sahipti ama aldığı her terfiden sonra ‘yeterli değilim’ düşüncesi içini kemiriyordu. Başarıları ona ait değilmiş gibi hissediyor, takdir edilmeden değerini göremiyordu. X kişi gibi birçok danışanımda gözlemlediğim şey şu: İçimizde büyüyen bu ‘yetersizlik sesi’ zamanla kim olduğumuzu unutturuyor.

Özgüven eksikliği, kişinin kendi değerine ve yeteneklerine olan inancının zayıf olmasıdır. Özsaygı ise bireyin kendini ne kadar sevdiği ve değerli gördüğüyle ilgilidir. Eğer bu iki yapı zarar görürse, kişi kendini eleştirmeye başlar, başkalarının onayını arar, sosyal ortamlardan uzaklaşır ve risk almaktan korkar. Zamanla bu durum depresif duygulara, anksiyeteye, hatta panik bozukluklara kadar ilerleyebilir.

Yine bir başka danışanım, Y kişisi, yıllardır kalabalık ortamlarda konuşamıyor, toplantılarda fikir belirtmekten kaçınıyordu. Aslında söyleyecek çok şeyi vardı, fakat içinden bir ses “rezil olursun” diyordu. Y Kişisinin hikayesi, sosyal özgüven eksikliğinin ne kadar kısıtlayıcı olabileceğini gösteriyor. İşte bu noktada terapi devreye giriyor.

Danışmanlık sürecinde ilk adım, kişiye kendini olduğu haliyle kabul etmeyi öğretmektir. Mükemmel olmak zorunda değiliz. İnsan olarak hata yapabilir, duygulanabilir, düşebiliriz. Bu kırılganlıklar bizi değersiz yapmaz. Ayşe ile yaptığımız çalışmalarda, kendisini yargılamak yerine anlayan bir iç ses geliştirmeyi başardık. “Yine yeterli olmadım” diyen iç sesini, “Elimden geleni yaptım, bu da değerli” diyen bir sese dönüştürdük.

Bir diğer önemli adım, kişinin başarılarını fark etmesidir. Y Kişi ile birlikte günlük hayatındaki küçük başarıları not etmeye başladık. Bir toplantıda konuşmaya çalışması, bir soruya katkı sunması — bunların her biri onu özgüven anlamında güçlendirdi.

Olumlu iç konuşmalar ise kişinin zihnindeki eleştiriyi azaltır. “Yetersizim” yerine “Her gün biraz daha gelişiyorum” gibi cümlelerle başlayan dönüşüm, kişinin kendine olan bakışını temelden değiştirir.

Ayrıca hedef belirlemek ve bu hedefleri ulaşılabilir tutmak çok önemlidir. Y kişisine büyük adımlar yerine küçük hedefler koyduk: Toplantıda sadece bir cümle kurmak, göz teması kurmak gibi. Zamanla bu küçük adımlar büyük bir değişimi beraberinde getirdi.

Tabii tüm bu süreçte profesyonel bir destek almak süreci hızlandırır. Ankara’da bir aile danışmanı ya da psikoterapist olarak danışanlarıma birebir, kişiye özel yaklaşımlarla destek veriyorum. Her bireyin geçmişi, algısı ve ihtiyaçları farklıdır. Bu nedenle hazır çözümler değil, sizinle birlikte şekillenen bir yol haritası sunuyorum.

Özgüven eksikliği hayatınızı şekillendirmek zorunda değil. İçinizdeki değeri fark ettiğinizde, dış dünyanın sizi nasıl gördüğü çok daha az önem kazanıyor. Eğer siz de kendinizi sürekli eksik hissediyor, başkalarının onayı olmadan harekete geçemiyorsanız, bu konuda destek almak için bir uzmana başvurabilirsiniz.

Unutmayın: Değişim, kendinize inanmakla başlar. Bu yolda ben yanınızdayım.

Bu yazı, Ankara’da psikoterapist ve aile danışmanı olarak görev yapan Canan Sinanoğlu tarafından kaleme alınmıştır. Makaledeki danışan isimleri değiştirilmiş olup gerçek seanslardan esinlenilmiştir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Cevap Yazın